Wir arbeiten gemeinnützig. Wenn ihr Maviblau unterstützen möchtet, dann schaut mal hier!

Hatıralarla Geçmişi Elekten Geçirmek

– Hazal Haydar


Bundan neredeyse yüz yıl kadar önce Berlin’e taşınmış olan İngiliz yazar Christopher Isherwood, şehirde geçen günlerini kayıt altına aldığı günlüğünü yaktığını söylerken daha basitleştirilmiş, inanılası ve heyecanlı bir kurgu geçmişin o defterde yazılanların yerini almasını istediğini ekliyor. Bu hayali hayat, Isherwood için, “hatırlamak” istediği geçmişin ta kendisi. Belki bizler yaşadığımız şehri odak noktası yaparak yazdığımız romanlarda böyle kurgu bir dünya yaratamıyoruz ama hepimiz bir şekilde, yazıya geçsin ya da geçmesin, hatıralarımızı süsleyerek farklı geçmişler, farklı kişilikler yaratmaya devam ediyoruz. 

Özellikle son zamanlarda pandemi açıklamasıyla birlikte eve kapanışımız ardından rutin hayatın bir parçası olup önemsiz görünen ama an itibariyle yoksun kaldığımız şeyleri düşünerek bazı anların ne kadar değerli olduğunu tekrardan fark ediyorum. Berlin’e taşınmam ve şehre alışmam sonrası rutini kırdığımı hissettiğim her deneyimi ölümsüzleştirme arzusunu uzun süredir gerçekleştirememek bu yaratılmak istenen geçmişe büyük bir darbe indiriyor. Daha önceden bulunmadığım ilginç bir sokak manzarası, her zamankinden daha renkli ve gösterişli batan akşam güneşi ya da parkta yürürken bana doğru koşan heyecanlı bir köpeğin hatırası öyle ya da böyle benimle birlikte yaşamaya devam etsin istiyorum. Bu kimi zaman gelen fotoğraf çekme arzusuyla ya da hislerin kelimelere aktarılmaya çalışılmasıyla gerçekleşiyor. 

Gözüm duvara astığım, Berlin’in meşhur “fotoautomat” larından çıkan küçük fotoğraflara kayarken bu günleri neden odamın en görünür yerinde sergilemeyi seçtiğimi düşünüyorum. Birinde kuzenim, diğerinde çok yakın bir arkadaşımı peşime takıp saatlerce bu kabinlerden birini arayarak ısrarla bunu kesinlikle yapmamız gerektiğini tekrarladığımı anımsıyorum. Belki sokak aralarında bu deneyimi yaşamak için onları koşturmasaydım, turist olarak şehri daha uzun süre gezip daha başka yerler görebileceklerdi ama hatıranın kalıcılığını, ânın yaşanmışlığına tercih ederek her kafamı kaldırdığımda o günlere gidebilmemi sağlayan fotoğraflar yaratmama yardımcı oldular. Teknoloji, uyuşturucu ve parasızlığın buluştuğu sıkışık kabinlere normal bir günde öylesine gitmediğimi fark etmem de bu yüzden. Bu şehri, hayatımda anlamlı gördüğüm ve değer verdiğim insanlarla tekrardan kurgularken hatıraların önemi çok büyük. Tüm geçmişi baştan kurgulamasam da hatırlamayı tercih ettiğim anları somutlaştırmak kalanları silikleştirirken Isherwood’un da peşinde olduğu daha heyecanlı bir kurguya göz kırpıyor.